İDARE HUKUKU
Kamu idaresinin kuruluş ve işleyişini düzenleyen hukuk dalıdır.
Temel Özellikleri
Tedvin edilmemiş bir hukuk dalıdır.
Sürekli gelişim ve değişim halinde olması sebebiyle bir bütün halinde kodifiye edilememiştir. İdari faaliyetleri, idari örgütleri, idarenin yetki ve görevlerini, kamu görevlerini vs. düzenleyen çok sayıda kanun mevcuttur. Bununla birlikte bu kurallar, bir bütün halinde idare hukukunun temel ilkelerini ve kurallarını ortaya koymamaktadır.
Genç bir hukuk dalıdır.
Kökeni Roma hukukuna uzanan özel hukukun aksine idare hukuku, 19. Yüzyılda hukuk devleti ilkesinin benimsenmesiyle ortaya çıkmış ve gelişmiştir.
Yargı içtihatlarını temel almıştır.
Kodifiye edilmemiş bir hukuk dalı olmasının sonucu olarak boşluklar mahkeme içtihatları ile doldurulmaktadır.
Kamu yararı düşüncesi hakimdir.
İdare hukukunun idari fonksiyon hukuku olması sebebiyle kamu yararının gerçekleştirilmesi bu hukuk dalı için elzemdir.
Uyuşmazlıklar idari yargıda çözümlenir.
Bu hukuk dalından kaynaklı uyuşmazlıklar adli yargıda değil; idari yargıda çözümlenir. Hukukumuzda idari yargıyı; idare ve vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay oluşturmaktadır.
Kaynakları
- T.C. Anayasası
- Kanun
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu
2575 sayılı Danıştay Kanunu
2576 sayılı Kanun
5442 sayılı İl İdaresi Kanunu
5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu
5393 sayılı Belediye Kanunu
442 sayılı Köy Kanunu
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu
4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu
2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu
- Uluslararası Sözleşmeler
- Yönetmelikler
- Örf ve Adet Hukuku
- Danıştay İçtihadı Birleştirme Kararları
- Doktrin
Dava Türleri
İptal Davaları
Yetki, şekil, usul, sebep, konu, amaç unsurlarının en az bir tanesi yönünden hukuka aykırı olduğu iddia edilen idari işlemin iptal edilerek geçersiz hale getirilmesini sağlamak amacıyla başvurulan dava yoludur.
Tam Yargı Davaları
Bir idari işlem veya fiilden dolayı, idarenin kusuruyla sebep olduğu veya kusursuz olsa dahi sorumluluğunun mevcut olduğu bir zararın tazmini için başvurulan dava yoludur.
İdari Sözleşmelerden Kaynaklanan Davalar
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda ayrı bir dava türü olarak tanımlanmasına karşın nitelikleri tam olarak belirtilmemiştir.
Doktrin çoğunluk olarak 2577 sayılı Kanun’un 36. maddesini dayanak kabul ederek idari sözleşmelerden doğan davaları tam yargı davası kabul etmektedir ancak; bu konuda bir fikir birliği mevcut değildir.
Hak Düşürücü Süreler
2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinde hüküm altına alındığı üzere; özel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay ve idare mahkemelerinde dava açma süresi altmış gün, vergi mahkemelerinde ise otuz gündür.
Bu süreler;
- idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı,
- vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda, tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın, tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin, tevkif yoluyla anılan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin, tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı, idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği tarihi izleyen günden itibaren başlar.







